Beylikler Döneminde Gerede’de Şah Bey (Şahin Bey) adı verilen bir beyin varlığını biliyoruz. Şah Bey, Gerede ve civarında yaklaşık 1322 tarihinden ölümüne kadar hüküm sürmüştür. Şah Bey’in Gerede’de 10 yıl civarında hüküm sürdüğü tahmin ediliyor. Bu sürenin dışında kalan zaman diliminde Gerede ve Çağa civarında Candaroğulları’nın egemen olduğunu görüyoruz.
Candaroğulları Beyliği, Kastamonu ve civarında kurulan bir beyliktir. 1292–1461 tarihleri arasında 169 yıl devam etmiştir. Candaroğulları, Osmanlılar gibi Oğuzların Kayı Boyu’ndandırlar. Dilleri Türkçe, mezhepleri Sünni-Hanefidir. Osmanlı Beyliği, bir süre Candaroğlu Beyliği’ne bağlı kalmıştır.
Candaroğulları Beyliği’nin sınırları genel olarak şu şekildedir: Bugünkü Kastamonu, Sinop, Samsun, Çankırı, Zonguldak illeri ile Çorum ilinin Kızılırmak batısında kalan parçasına yayılmış, hatta Bolu içlerine kadar girmiştir. 16 Buradan anlaşıldığı gibi Çağa, Osmanlı Devleti idaresine girene kadar bir dönem Candaroğulları’nın sınırları içinde kalmıştır. Bolu, Beylikler Döneminde Bizans Devleti sınırları içinde bulunmakta idi.
Candaroğulları Beyliği, Şemseddin Yaman Candar (1292–1300) tarafından Eflâni’de kurulmuştur. Ondan sonra yerine Gazi Sülayman Paşa geçmiştir. Onun zamanında Kastamonu alınmış ve beyliğin merkezi olmuştur. Gazi Süleyman Paşa, bir yandan Moğollarla iyi ilişkiler kurarken, diğer yandan topraklarını genişletmeye çalışmıştır. Önce Gerede ve Çağa, ardından Bolu üzerine seferler yapmıştır. Bugün Yeniçağa’da Şücaüddin, Sucuvadın, Sucukadın diye adlandırılan ve Örenköy, Dereköy, Kemaller köylerinin tamamına verilen ortak isim olan Şücaüddin; Candaroğlu Beyliği’nin Padişahı Gazi Süleyman Paşa’ya verilen bir ünvandır.
a.
Şücaaddin Gazi Süleyman Paşa 17
Candaroğlu Beyliği’nin kurucusu Yaman Candar’ın oğludur. Süleyman Paşa 30 yıl kadar hüküm sürmüştür. Bunun büyük bir kısmını İlhanlılar’a bağlı olarak sürdürdü. Bahadır Han’ın ölümünden sonra tamamen bağımsızlığını kazandı.
“Mesalik-ül-Ebsar”da ve “Ettarif”de Süleyman Paşa’nın kırk şehir ve kaleye, hatta daha fazlasına sahip olduğu ve yirmi beş veya otuz bin atlı askeri bulunduğu ve lüzumunda daha fazla asker çıkarabileceği anlatılır. 18
Süleyman Paşa, Temmuz 1309’da ani bir baskınla Kastamonu’yu ele geçirdi. Vali Muzafferrüddun Mahmud Bey’in sarayını kuşattı ve valiyi öldürdü. Beyliğinin batı sınırlarını genişletti. Süleyman Paşa, ordusu ile önce Gerede ve ardından da Çağa’yı almış, Candaroğlu egemenliğine katmıştır. Bu tarihlerde Bolu, Bizans Devleti sınırları içinde bulunuyordu.
Süleyman Paşa, buradan Bolu’ya ilerlemiş ve almaya çalışmıştır. Fakat bunu başaramamış ve geri dönmüştür.
Bizans kaynaklarında Süleyman Paşa’dan ve Candaroğlu Beyliğinden söz edilmektedir. “Pachymeres; Bizans’a karşı yapılan mücadelelere son verecek barışın sağlanması için İzmit’in Hristiyan bir Tatar olan valisi Nogay’ın, Süleyman Paşa nezdine gönderildiği kaydı mühimdir. Bizans İmparatoru II. Andronikos’un son senelerine doğru (1338) gerek siyasi, gerek ordu teşkilatı bakımından kuvvetli siyasi bir varlık halinde bulunan Candaroğlu Süleyman Paşa’nın, Bizans hudutlarını aşarak birçok kaleleri muhasara ettiği bilinmektedir.” 19
Bizans kaynaklarından da anlaşılacağı gibi Süleyman Paşa beyliğini batıya yani Bizans topraklarına doğru genişletmeye çalışmıştır. Bizanslılarla yaptığı savaşlar nedeniyle kendisine “Şücaüddin” ünvanı verilmiştir. 20
Süleyman Paşa, Bolu’yu almak için, Bolu-Gerede hududu arasında defalarca mücadele etmişse de muvaffak olamayınca Gerede-Bolu arasındaki hududun tahkimine karar vermiştir. Bolu ile Gerede arasında kalan söz konusu yer Çağa’dır. Süleyman Paşa, Bolu’ya yapacağı seferler için Çağa ve civarını bir üs olarak kullanmak istemiş ve Çağa civarına Türk boylarının yerleşmesine gayret etmiştir.
Çağa civarına özellikle Çağa Gölü’nün batısına doğru yerleşimler kurulmuştur. Süleyman Paşa, Kumandanlarından: Hamza Bey, Kara Bey, Duman Bey, Kemal Bey’lerin emrindeki halktan bir kısmını buralara yerleştirmiştir. 21 Yeni yerleşimler bu komutanların adını almıştır.
Seydi Süleyman Türbesinin içi
Çağa Gölü’nün kuzey tarafındaki dağın arkasında ve biraz kuzeybatıda ve Çağa Gölü’ne 7 kilometre mesafede, Kumandan Kemal’in maiyetinden bir müfreze iskân edilerek birisine Kemaller diğerine de Dereköy adı verilmiştir.
Kemaller ismi Dereköy’e şamildir. İkinci tepe Çağa Gölü’ne 4 kilometre mesafede ve yine kuzey tarafında Kara Bey’in maiyetindeki bir müfrezeye iskân edilerek buraya da “Karabeyler” ismi verilmiştir. Ve yine Çağa Gölü’nün kuzey kıyısında ve batı tarafında kumandan Hamza Bey’in namı diğer Baba Bey etrafından bir müfreze iskân edilerek “Hamzabey” denilmiştir. Hamzabey’in iki kilometre doğusunda yine gölün kenarında Duman Bey’in kumandası altındaki efrattan bir müfreze iskân edilmiş ve buraya da Dumanbey namı verilmiştir. Bu köye halen Sağırlar da denir.
Bu yeni teşkil edilen beş köye birden Şücaüddin Süleyman Paşa’nın Namına izafetle “Şücaüddin Divanı” namı verildiği, eski mahkeme sicilleri ve nüfus yazımı ve tapu kayıtları ile sabittir. 22 Daha sonraki dönemlerde Şücaüddin Divanı” Dereköy, Kemaller ve Örenköy için kullanılmıştır. Bizans Devleti’ne karşı yaptığı savaşlardan dolayı Gazi Süleyman Paşa “Şücaüddin” ünvanınıda taşımıştır. Süleyman Paşa ayrıca “Padişah” ünvanını da kullanmıştır. İşte Çağa’nın Örenköy, Kemaller ve Dereköy isimlerine eskiden verilen isim olan “Şücaüddin Divanı” böyle derin bir anlam ve fetih ruhu da taşımaktadır.
Osmanlı Devleti kayıtlarında Kemaller, Dereköy ve Örenköy’lerinin üçü yerine Şücaüddin isminin kullanıldığı doğrudur. Bu yöndeki Osmanlı belgelerini ileriki sayfalarda göstereceğiz. Candaroğulları, Bolu’yu Rumların elinden almak için, Çağa ve civarına bir üs kurmuşlardır. Buradan Bolu üzerine akınlar yapmışlardır. Hamzabey Köyü’nün kurucusu Hamza Bey’le ilgili olarak anlatılan hikâye bu olayı doğrular niteliktedir. Bolu, Türkler tarafından birçok kez kuşatılır ve alınamaz. Hamza Bey, Bolu Tekfur’unun kızını kendine âşık eder ve kale kapısını bir gece tekfur kızına açtırır. Türkler içeriye bir baskın yaparlar ve kaleyi alırlar.
Bolu, Osman Gazi’nin son zamanlarında, Konuralp ve Karamürsel tarafından alınmıştır. Candaroğlu Süleyman Paşa’nın Bolu’yu birkaç kez kuşatması ile Bolu’nun Osmanlılar tarafından alınması arasında 40 sene civarında bir süre vardır. Candaroğlu komutanlarından Hamza Bey, Bolu’yu almak için yaptığı mücadele zaman içinde Osmanlı Devleti’nin bir mensubu imiş gibi değişime uğramıştır. Hamza Bey ve diğer komutanlar Kemal Bey, Kara Bey, Duman Bey, Sağır Bey buraya Candaroğulları ile gelmiş ve hem Süleyman Paşa ile hem de Osmanlılar Konuralp ve Karamürsel ile Bolu’nun alınmasında savaşlara katılmışlardır.
Çağa’nın Kuzeybatı kısmı Candaroğlu Şücaüddin Süleyman Paşa tarafından yerleşime açılmıştır. Buraya yerleşen ve köy kuranlar Oğuzların Kayı Boyu’ndandır. Zaten Hamzabey ve civarı köyler kendilerinin buraya gelişlerini anlatırlarken, Hamza Bey isminde bir beyin önderliğinde buraya yerleştiklerini anlatırlar. Diğer komutanlar Duman Bey, Kara Bey, Sağır Bey birer komutan olarak değil, Hamza Bey’in oğulları olarak gösterilir.
Ali Rıza Ünla Hoca Şücaüddin Süleyman Paşa’nın ölümü ile ilgili şöyle söyler: “Şücaüddin Süleyman Paşa, Gerede-(Çağa)-Bolu hududunu tamamiyle tahkim, takviye ve iskân işlerini ikmal ettikten sonra 1340 tarihlerinde tekrar topladığı kuvvetlerle Bolu’ya baskın yapmıştır. Pek şiddetli ve kanlı muharebe neticesinde çok ihtiyar olan Şücaüddin Süleyman Paşa şehit düşmüş ve cesedi mübareki ihtilafatılazime ile kaldırılarak Kemaller Köyü’nde ihzar edilen medfeni mahsusuna define haki gufran kılınmıştır. Etraf köylüler buna çok hürmet ederler ve Seyyid Süleyman namını verirler. Kamusu A’lamda bu sülale kendini Halid bin Velid sülalesinden olduğunu iddia ederler”. Demesine göre Şücaüddin Süleyman Paşa’ya Seyyid Süleyman-Seydi Süleyman namı verilmesi bundan ileri gelmekte olduğu anlaşılmaktadır.”
Şücaüddin Süleyman Paşa’nın kabrinin Kastamonu’da olduğuda iddia edilir. Kastamonu Mevlevihanesi’ndeki kabirler kaldırılmadan evvel buradaki büyük bir sandukanın üzerinde ve baş kısmında “Hadim Âl-i Mevlana Candari Süleyman Paşa” ibareli bir levha bulunmakta idi. Çoğunluk kabrin Kastomonu’da olduğunu kabul ederler. Bir olasılık olarak; Süleyman Paşa, Osmanlı Sultanlarının da başına gelmiş olan, çifte mezar sahibi olabilir. Belki de, Bolu’da ölen Süleyman Paşa’nın naaşı bozulmasın diye iç organları Kemaller Köyü’nde defnedilmiştir. Daha sonra cenaze Kastamonu’ya nakledilmiş ve Mevlevihanedeki kabrine konmuştur.
Çağa, Anadolu’nun Türkler tarafından fethedilmeye başladığı ilk tarihlerde, 1074 ile 1078 yılları arasında Çaka Bey tarafından Rumlardan alınmıştır. Çağa ve civarına Türkler yerleşmeye başlamışlardır. Aradan geçen 150-160 yıllık süre sonunda Çağa ve civarı Candaroğulları’nın hakimiyetine girmiştir. Çağa Gölü’nün kuzeybatısı Candaroğlu Şücaüddin Süleyman Paşa, dolayısıyla Oğuzların Kayı Boyu, tarafından yerleşime sahne olmuştur. Oğuzların buralara geliş tarihi 1325 ile 1340 yılları arasında olmalıdır.
Beylikler Döneminde, Beylikler sahip oldukları toprakları bir kısım bölümlere ayırmışlardı. Bunlar temel yönetim birimleri idi ve taşra teşkilatını oluşturuyorlardı. Taşra teşkilatına iki yönetici gönderiyorlardı. Bunlardan biri, hanedan mensuplarından veya askeri sınıftan güvenilir biri olan “Mirliva” idi. Diğeri ise, yargı gücünü temsil eden “Kadı” idi. Mirliva, kadının hükmü olmaksızın hiç kimseyi cezalandırmazdı. Kadı da, mirlivanın kuvvetine dayanmadan hükmünü yerine getirmezdi. Her iki görevli de doğrudan doğruya merkeze karşı sorumlu idi ve bir yerde birbirlerinin denetimini yapmakta idiler. Çağa’da bu dönemde böyle bir yapıya sahipti.
15 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.
16 Yılmaz Öztuna, Devletler ve Hanedanlar Türkiye 1074-1920 Ankara 1969, s.80
17 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.
18 Ord. Prof. İ. Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, s.123
19 Prof. Dr. Yaşar YÜCEL, Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırma, s.62
20 Tarih Boyunca Gerede, s.69
21 A.g.e. s.69
22 Tarih Boyunca Gerede, s.70