Çağa tarihinin önemli şahsiyetlerinden biriside Hendekçioğlu Halil Ağa’dır. Onun Çağa tarihindeki ünü, Çağa’da doğup büyümüş olan Şair Dertli’den gelir. Dertli ile Hendekçioğlu tarihsel bir ikilemi anlatır. Dertli bir halk kahramanı, ezilen ve mazlumu temsil eder. Halil Ağa ise güçlü ve zengin, Anadolu ağalık sisteminin tipik temsilcisidir.
Anlatımlarla günümüze kadar gelen hikâye zaman içinde neredeyse efsaneleşmiştir. Biz burada tarihsel geçmişte kalmış olan kişileri şu ya da bu şekilde yargılama hak ve görevine sahip değiliz. Bizim görevimiz tarihsel gerçekleri olduğu gibi aktarmak olmalıdır. Tarihsel gerçekleri anlatırken bunu rivayetlere göre değil, belgelere göre yapmayı bir görev kabul ediyorum. Elbette Hendekçioğlu Halil Ağa’da tarihsel bir şahsiyet olarak değerlendirilecektir.
Halil Ağa’nın babasının adı Mustafa’dır. Çağa Nahiyesinin Asilbey Mahallesi’nde yaşadığını biliyoruz. Osmanlı arşiv belgelerinde adına ayan olarak rastlıyoruz. Ayanlar evvelce memleketin ileri gelenlerinden olurdu. Halkın teveccühünü kazananlar, nüfuz sahibi olanlar ayan olurdu. Bugünkü kaymakamların yerini işgal etmiş olan bu ayanların salahiyetleri çok genişti. Kazanın bütün işleri bunun elinde idi. Sancak merkezleri, kazalardaki ayanlıkları satışa çıkartırlar, fazla verene ayanlık kuruldusu verilirdi.
Hendekçioğlu Halil Ağa’yı, tarihi kaynaklarda Şair Dertli ile ilişkisi dışında, Temettuat Defterinde ve Osmanlı Arşivlerinde görüyoruz. 1845 yıllarına ait olan Temettuat Defteri, Osmanlı sultanı Abdülmecid Dönemine aittir. Bu defterde geçen kayıtlar o dönemde yaşayan kişilerin mal varlıkları ve devlete ödeyecekleri vergiler ile ilgilidir. Çağa tarihinde zenginliği ve ayanlığı ile ünlü Halil Ağa’nın mal varlığını bu kayıtlardan öğrenebiliyoruz.
Halil Ağa’nın mal varlığı şu şekildedir: Çamlık köyünde ortak olduğu iki tarla, Şücaüddin Köyü’nde bir ortak tarla, Şahnalar Köyü’nde iki tarla, Asilbey Mahallesi’nde bir tarla. Küçük ve büyük baş hayvan varlığı ise 91 adettir. Ayrıca 6 kovan arısı vardır. Çağa nahiyesinde kiraya verilmiş bir kahvesi, kendisinin idare ettiği bir tabak dükkânı, yine Çağa’da kiraya vermiş olduğu başka bir dükkânı daha vardır. 1845 yılında Temettuat Defteri kayıtlarında yıllık geliri toplam 2568 guruştur. Gelirine göre ödediği vergi miktarı ise 713 guruş, aşar vergisi 208 guruştur.
Halil Ağa’nın o devirde zengin birisi olduğu kesindir. Fakat Çağa’nın bu dönemdeki ekonomik durumuna baktığımız zaman Halil Ağa’dan daha zengin kişilerin olduğu görülecektir. Yukarıdaki kayıtlardan Halil Ağa’nın Çağa nahiyesinde tabak dükkânı olduğunu ve tabakçılık yaptığını görüyoruz.
Halil Ağa, Temettuat kayıtlarında Çağa Ayanı olarak gösterilmiştir. Bu tarihlerde Halil Ağa’nın ayan olduğunu açık bir şekilde görüyoruz.
Halil Ağa ile ilgili arşiv belgeleri
Osmanlı Devlet Arşiv kayıtlarında Hendekçioğlu Halil Ağa ile ilgili bir belgeye daha rastlıyoruz. 19 Bu belge Hicri 1266 tarihlidir. (8 Ocak 1849) Sadaret (Sadrazamlık) makamına aittir. Bolu’nun Çağa nahiyesinde Müdür olan Halil Ağa’ya yardımcı olunmasını dair Kastamonu valisi ve Bolu mutasarrıfına emirdir.
LEVHA 2 20
Kastamonu Valisine 21
Bolu Sancağı dahilinde kain Çağa Karyesi müdürü Halil Ağa’nın hususat-ı vakıasında (onun işleri kastediliyor.) muavenet (yardım) ve hakkında hürmet ve riayet olunması ifade olunmuş ve memurin-i âliye tarafından yekdiğeri hakkında muavenet olunması ve riayet iktizası (gereği) tesyil-i mesalih-i vakıayı (iyi, hayırlı olayların ortaya çıkmasını) mucib olacağı derkar bulunmuş olmağla Ağa’yı mumaileyhin umur-ı mukadderesinde (Takdir edilecek olan işlerde) muavenet ve hakkında hürmet ve riayet icabının icrası hususunda himmet buyurulmaları…
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Bolu Sancağında Çağa Karyesi’nden olan müdir Halil Ağa kullarının ol tarafca düşen umur (iş) ve hususata muavenet ve hakkında hürmet icrası babında Kastamonu Valisi Said Paşa hazretlerine ve Bolu mutasarrıfı Hamid Paşa Hazretlerine birer kıta tavsiyeten resmi ricası.
22 Mayıs 1266
Bu belgeden de anlaşılacağı üzere Hendekçioğlu Halil Ağa 1849 yılında da Çağa Ayanı’dır. Yine bu tarihte Bolu Mutasarrıfı Hamid Paşa’dır. Yukarıdaki belge Halil Ağa’nın Kaza Müdürlüğü’nü gösterdiği gibi aynı zamanda onun görevinin onayı niteliğini taşımaktadır.
Dertli’nin hayatı anlatılırken babasının ölümünden sonra, Çağa ayanının tarlalarını elinden aldığı anlatılır. Bu olayın, tarihsel sıralamaya bakacak olursak, 1790 ile 1800 yılları arasında olması gerekir. Halil Ağa’nın bu dönemde de ayan olduğunu kabul edelim. Halil Ağa 1849 yılından sonra da ayanlığa devam etmiş olabilir. Biz 1850 yılını geç tarih olarak kabul edelim. Bu durumda Halil Ağa’nın 1790–1800 yıllarından 1850 yıllarına kadar Çağa ayanı olması gerekir. Yine Dertli’nin hayatının anlatıldığı eserlerde Halil Ağa’nın, asıl Dertli’nin babası ile sorunları olduğu bu yüzden Dertli’nin topraklarını aldığı nakledilirki, Halil Ağa’nın ayanlığını 1780’li yıllara kadar geri getirmek mümkün olabilir.
Şair Dertli, hayatının bir döneminde İstanbul’a gitmiş. Orada bir kıraathanede yaptığı kıyafet inkilabından dolayı 2. Mahmut’a kaside yazmış ve 2. Mahmut tarafından Çağa Ayanlığı ile ödüllendirilmişti. Eğer Dertli, Çağa Ayanı oldu ise bunun tarih olarak 1829 yılından önce olması mümkün değildir. Çünkü 2. Mahmut kıyafet inkilabını 3 Mart 1829 tarihinde yapmıştır. Halil Ağa bu tarihte de Çağa Ayanıdır. Dertli’nin ne şiirlerinde ne kaynaklarda nede halk arasında elinden tarlalarının alındığı hikayenin anlatımında; Çağa ayanı olduktan sonra Dertli ile Halil Ağa arasında bir olay yaşandığı anlatılmaz. Dertli’nin topraklarını elinden alan kişi Halil Ağa ise, Dertli’nin idareyi ele geçirince memleketinden gitme sebebi olan kişiden bunun hesabını sorması gerekmez miydi?
Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında iki soruya cevap bulmak gerekiyor. Birincisi Halil Ağa kaç yıl yaşamış olabilir? İkincisi Halil Ağa kaç yaşında ayan olmuş ve kaç yıl ayanlık yapmıştır? Kaba bir hesap ile 1780 tarihinden 1850 tarihine kadar Halil Ağa’nın ayan olduğunu kabul edelim. Bu 70 yıl demektir. 70 yılda bir insanın ömrü kadardır. Bir önemli konuda Dertli’nin şiirlerinde Hendekçioğlu Halil Ağa’nın adının hiç geçmemesidir.
Bu bizi nasıl bir sonuca götürür. Belki de bu sürelerin tamamında ayanlık görevini Halil Ağa yapmamıştır. İhtimaldirki, Halil Ağa’nın babası Mustafa Ağa’da Çağa’da ayanlık yapmıştır. Şunuda belirtelim; halk ağzında bu olay anlatılırken Çağa Ayanı Halil Ağa olarak değil, Hendekçioğlu olarak nakledilmektedir. Bu durumda 1790’lı yıllarda Çağa ayanı Halil Ağa yerine Hendekçioğlu Mustafa Ağa’da olabilir. Dertli’nin hayatında Hendekçioğlu Halil Ağa ile ilgili kısımlarda kronolojik olarak bir tutarsızlık vardır. Bu durum açık bir şekilde görülmektedir.
Bir diğer konu yukarıda Halil Ağa’nın mal varlığını verirken, sahip olduğu arazilerdir. Halil Ağa’nın Şahnalar Köyü’nde iki ortak tarlası mevcuttur. Bunlar Şahnalar Köyü’nden Köse Osmanoğlu Mehmet ve Çobanoğlu Ahmet iledir. Bu isimler Dertli’nin sülale isimlerine uymaz. Son olarak 2. Mahmut devrinde halka zulmeden, kötülük eden ayanlar II. Mahmut tarafından cezalandırıldılar. 2. Mahmut, Hüsrev Paşa’yı Anadolu’ya gönderdi. Kısa sürede bütün ayanlar İstanbul’a baş eğmek zorunda kaldı. İtaat etmeyenlerin hemen başları vuruldu. Halil Ağa bu tarihten sonrada Çağa ayanı olarak kalmaya devam etti.
Tarihi belgeler ışığında Hendekçioğlu Halil Ağa’nın ayan olduğu açıktır. Bugünkü kaymakama denk bir makama sahiptir. Osmanlı Devleti’nin en üst makamlarından biri olan Osmanlı sadrazamı onun için Kastamonu valisine ve Bolu Mutasarrıfına emir göndermiştir. Kanaatimiz odur ki, Halil Ağa, Dertli hikâyesi anlatıla anlatıla efsaneleşmiştir. Dertli, hikâyenin zaman içindeki anlatımlarında hep iyiyi temsil etmiş; her şey zıttı ile vardır anlayışı içinde, iyinin karşıtı kötü Halil Ağa’da kişileşmiştir. Kötü ne kadar güçlü ve zalim olursa, iyi de o kadar mazlum ve ezilmiş olur. Böylece olay günümüze kadar gelmiştir. Biz bir tarihçinin duyarlılığı içinde bu mukayeseden kaçınarak, Hendekçioğlu Halil Ağa’nın tarihsel yönünü anlatmaya çalıştık. Halil Ağa, Çağa nahiyesinde uzun yıllar idarecilik yapmayı başarmış önemli bir şahsiyettir.
18 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.
19 A.G.M.O.D.A Dosya No:5 Gömlek No:66 Fon Konu:A.}MKT.UM.
20 Metnin çevirisi İhsan ÖZKAN ve İsmail LEKESİZ tarafından yapılmıştır.
21 Arşivler Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivleri Dosya No: 5 Gömlek No:66 Fon Kodu: A.}MKT.UM.