ÇAĞA MEDRESESİ 16
Medrese, eskiden Müslüman çocuklarının okudukları okullara verilen addır. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ülkenin hemen her yerinde medreseler yapılırdı. Medreseler ilk, orta ve yüksek dereceli olmak üzere kısımlara ayrılırlardı. Medreseler, bir avlunun etrafına yapılan kubbeli odalardan ve dershanelerden oluşurdu. Odalarda öğrenciler oturur, yatar ve yemeklerini yerlerdi. Ayrıca müderrislerin (öğretmen) ders okuttuğu bir de sınıf vardı. Büyük medreselerde öğrencilerin namaz kılması için mescitlerde bulunurdu.
Medreseleri, padişahlar, sultanlar, devlet adamları, durumları iyi olan Müslümanlar yaptırırlardı. Medreselerin giderlerini karşılamak için de mülklerinin bir bölümünü vakıf olarak ayırırlardı. Vakıf olarak ayrılan bu mülk sayesinde medreselerin giderleri karşılanırdı.
1706 tarihli Bolu Livası Tahrir Defteri’nde Çağa Kasabasında 1 medrese olduğu kaydına rastlıyoruz. Medresenin durumu hakkında bilgi verilmemekle birlikte bu tarihte varlığını öğreniyoruz. Bugünkü Eskiçağa Köyü, Yıldırım Bayezid Camisi bahçesinde ve güneyinde bulunan mezar taşlarındaki kitabelerde konumuzla yakından ilgili iki metin bulduk. Bu kitabelerden birincisi küçük bir mezara aittir. Mezarın büyüklüğüne bakarak bunun bir çocuğa ait olduğunu söyleyebiliriz. Kikabe şöyledir:
“Kimse Kalmaya bu âlemde
Gelen okur Fatihamızı sessiz
Bu cihanın yok devası, fanidir.
Baki hakgullag (Ebedi olan Allah’tır)
Müderrisi Kiramdan Mehmet Efendi oğlu merhumun ruhu için el Fatiha.
1285 Rumi (1870)”
Kitabede mezarda yatan kişinin adı yazmaz. Müderrisi Kiramdan Mehmet Efendi’nin oğlu olduğu yazılmıştır. İkinci kitabe ise yukarıda adı geçen Mehmet Efendi’ye aittir. Kitabesi şöyledir:
“Hüvel hallagul baki. Dilerim kabrimize bakımımız olur. Merhum, rahmetli yarasına bir seyit fatiha okusun. Merhum ve mağfur Müderrisi Kiramdan Mehmet Efendinin ruhu için fatiha. 1285 rumi 15 (1870)”
Kitabenin bulunduğu mezar Müderris Mehmet Efendiye aittir. Müderris. medresede ders okutan öğretmendir. Muhtemeldir ki, Müderris Mehmet Efendi Çağa Kasabasında bulunan medresede ders okutmuştur. Çağa’nın son dönemlerinde meydana gelen büyük yangında yanan binaların listesi verilirken medreseninde yandığını görüyoruz. Yeri hakkında bir fikrimiz yok.
16 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.
DİĞER
ESKİÇAĞ YILDIRIM BAYEZİD CAMİSİ 1
ESKİÇAĞA YILDIRIM BAYEZİD HAMAMI
Camii ile aynı devirde 1398’de Yıldırım Beyazıd adına yapılmış olan Çağa Hamamı, küçük fakat mimari bakımdan önemli olan bir yapıdır.
SEYDİ SÜLEYMAN TÜRBESİ 5
Seydi Süleyman Türbesi, Kemaller Köyü’nün Cefakârlar Mahallesi’nde bulunmaktadır. Türbe örme tuğladan dikdörtgen biçiminde yapılmıştır. Yapılış tarihi bilinmez. Türbenin içinde üç tane mezar vardır. Mezarların yazıtları yoktur. Kime ait oldukları bilinmez. Bu mezarlardan birinin Seydi Süleyman’a ait olduğu inancı hakimdir.
Asilbey Camisi 7
Asil Bey, 1530 tarihlerinde Çağa Kazası, Otac Köyü’nde yaşamıştır. Çağa kazası, Asilbey Mahallesi’nde Asil Bey tarafından yaptırılmış bir cami bulunmaktadır.
ESKİÇAĞA TÜRBESİ 9
Eskiçağa Türbesi, Yıldırım Camii doğusunda bulunmaktadır. Kime ait olduğu bilinmemekte, fakat muhtemelen burada bulunan diğer eserlerle birlikte aynı tarihte yapılmış olabileceği sanılmaktadır. Kare plânda basit bir yapı olmakla beraber Osmanlı türbe mimarisinin tipik örneklerindendir.
EROĞLU TÜRBESİ 11
Sarayköy’de Osmanlı dönemine ait bir türbe bulunmaktadır. Bu türbeye Eroğlu Türbesi adı verilir. Türbede iki erkek bir de kadın mezarı vardır. Burada yatan kişi için anlatılan şey şudur: Ümmü Kemal, Mengen Baba Hızır Köyü’ndeki Said-i Yetkin Hazretlerinin çağdaşıdır. Anadolu’ya ilk gelen gönül erlerinden oldukları sanılmaktadır. Bu türbede yatan kişinin ismi de Eroğlu’dur. 12
ÇAĞA KALESİ 14
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde, Tarihi Çağa yerleşimi civarında bir kalenin varlığından söz edilir. Bu kale günümüz araştırmacıları ve kitaplarında da geçer. Kale Çağa yerleşimi yakınındadır. Fakat bugüne kadar kalenin yeri hakkında bir bilgi ve buluntuya rastlanmamıştır.
ÇAĞA’DA BULUNAN ZAVİYELER 17
Zaviye, Osmanlı Devleti’nde küçük dini tekkelerin ortak adıdır. Genellikle kent ve kasabaların dışında kurulurdu. Tekke ve Zaviyelerde İslam ahlakı, tasavvuf ilmi öğretilir ve tatbik edilirdi. Ayrıca burada oturan dervişler yorgun yolculara yardımda bulunurlardı. Zaviyeye degah, hanhak ve asitane de denirdi.
ÇEŞMELER 18
Çağa Kazasında 1398 tarihinde Yıldırım Bayezid adına Hamzabey Köyü’nde yaptırılmıştır. Çeşme kesme taştan yapılmıştır. Adaköy’ün Çamurcuk Mahallesi ile Çamlık Köyü yolu ayrımında bulunan tarihi çeşme Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine aittir.
Vakıflar 19
Vakıf, varlıklı kişilerin mülkünü resmi olarak fakir Müslümanlara bırakması veya hayır kurumu olarak insanların kullanımına sunmasıdır. İnsanlara ihsan ve ikram gayesiyle kurulur. Vakıf ibadet değil kurbettir. Yani sevap kazanmak için yapılan bir iştir.
MEZAR TAŞLARI 22
ağa tarihi yerleşiminden günümüze kalan Osmanlı mezar taşları hem tarihi birer vesika hem de islam kültürünün yansımasıdır. Bu mezarlar Yıldırım Bayezid Camisinin güneybatısındaki alanda, bir kısım mezarlarda Çağa’nın yanından geçen karayolunun karşısında bulunmaktadır. Mezarlar günümüzdekinden biraz farklıdır. Bugün ölüler toprağın içine defnedilirken. Osmanlı Dönemi mezarları blok taşlardan oluşmaktadır. Mezarın yanları ve üstü bazalt blok taşlar ile örtülmüştür. Tüm mezarlar bu şekilde midir? İncelediklerimizde bu özelliği görüyoruz. Hepsi için bir genelleme yapmak doğru olmaz.