Yeniçağa, Bolu nun bir ilçesidir.1990 yılında Gerede ilçesinin kasabası iken ilçeye dönüştürülmüştür. Yeniçağa ilçesinin tarihçesi, ilçeye bağlı Eskiçağa Köyü'ne dayanmaktadır.
Eskiçağa, Zonguldak yolu üzerinde, ilçe merkezine 8 km. uzaklıkta olup, yedi asır önce “Çağa” ismiyle kurulmuş, üç tepe arasında kalan bir vadiye yerleşmiştir.
1402 yılında, Yıldırım Bayezid Han, Ankara Savaşı'na giderken ordularının toplanma bölgesi olarak burayı seçmiştir; bir süre kalmış ve bulunduğu süre içinde buraya bir hamam, bir çamaşırhane ve bir cami inşa etmiştir.
Çağa büyük bir yerleşim merkezi iken, 1904 yılında çikan büyük bir yangın felaketi neticesi halkın bir kısmı bu gün Yeniçaga denen bölgeye göç etmişlerdir. Bu göç olayı, Sultan Reşat zamanında olduğu için buraya “Reşadiye” adı verilmiştir.
1934 yılında ise, Atatürk, Bolu'ya giderken Reşadiye'de mola vermiş ve yöre halkının Çağa'dan geldiğini ögrenince de, Çağa'ya Eskiçağa, Reşadiye'ye de “Yeniçağa” denilmesini istemiştir. O günden bu güne kadar ilçenin ismi “Yeniçağa” olarak kalmıştır.
1944 yılında Eskiçağa'da meydana gelen büyük deprem sonrası, Eskiçağa halkının %80'i Yeniçağa'ya göç etmiştir. 1936 yılından 1990 yılına kadar nahiye olan Yeniçağa, 1962 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur.
Büyük bir hızla gelişen Yeniçağa nahiyesi, 20 Mayıs 1990 tarih ve 20553 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 3644 sayılı kanunla ilçe olmuştur.
5 Ağustos 1991 tarihinde ilçe kaymakamı göreve başlamış ve 5 Eylül 1991 günü ilçe teşkilatı resmen faaliyete geçmiştir.
İl merkezine 38 km uzaklıktaki Yeniçağa İlçesi Ankara-İstanbul karayolu üzerindedir.
İlçenin hemen kıyısında uzanan Yeniçağa Gölü kıyı boyunca uzanan ağaçları ile doğa harikası bir mesire yeridir. Bu mesire alanı, mevsimsel olarak göçmen kuşların konaklama yeri olma özelliği gösterdiğinden "Kuş Cenneti" ismi ile de anılmaktadır. Gölde tatlı su balıklarından karabalık avlanabilir.
Ankara - İstanbul arasındaki konumu, ulaşımı kolay bir bölgede yer alması ve sahip olduğu doğal zenginlikler nedeni ile gelecekte yerleşim bölgesi olarak rağbet görmesi ve turizm merkezi haline gelmesi kuvvetle muhtemel ilçelerdendir. Yeniçağa'nın en güzel mekanlarından biri şüphesiz Şair Dertli'nin mezarının bulduğu ve Yeniçağa Gölü'ne hakim tepedir.
Nakliyecilik, özellikle de uluslararası taşımacılık, ilçenin en önemli ekonomik kaynağıdır.
Çağa ve civarının fatihi Çaka Bey’dir. Çaka Bey ve askerleri Bizanslıların elinde bulunan Çağa ve civarını fethetmişlerdir. Bu tarihten sonra Çağa Türkler tarafından iskân edilmiştir. Çaka Bey, Anadolu’nun fethinde büyük yararlılıklar göstermiş olan bir Türk Beyi’dir. Anadolu’da birçok yeri Bizanslıların elinden alarak Türkler’e yeni yerleşim alanları açmıştır. Anadolu’yu Türkleştirenlerin başında gelen bir Türk kahramanıdır. Çağa ve civarı onun zamanında ve onun tarafından Bizanslılar’dan alınmıştır. “Çağa” ismi de Çaka Bey’e izafeten konulmuştur.
Çaka Bey’in hayatını anlatan bir eser günümüze ulaşmamıştır. Onun hayatının bir kısmını Danişmendname’de, bir kısmını Anna Komnene’nin “Alexiad” adlı eserinde, 11. ve 12. yüzyıllarda yaşamış olan Bizans kronikçilerinden olan Zonaras’ın tarihinde buluyoruz.
Çavuldur, Çaka Bey’e Türkler tarafından verilmiş olan isimdir. Türk kaynaklarında Çaka Bey’in ismi Çavuldur Çaka diye geçmektedir. Çaka Bey, Anadoluda’ki ilk yıllarında Danişmend Gazi ve Battal Gazi’nin torunu Turasan ile birlikte savaşmışlardır. Bu nedenle Çaka Bey’in bu yıllarını Danişmend Gazi sayesinde biliyoruz. Danişmendname bu Türk kahramanları hakkında önemli bilgiler verir.
Danişmend Gazi, Malazgirt Savaşı’ndan önce Alparslan’ın hizmetine girer. Alparslan’ın en güvenilir emirleri arasında yeralır. Malazgirt Savaşı’na katılarak zaferin kazanılmasında tavsiyeleriyle manevi bakımdan önemli rol oynar. Malazgirt Savaşı’nı Türkler kazanınca Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış olur. Sultan Alparslan savaşa katılan komutanlarından Anadolu’da fetihlerde bulunmalarını ister. Fethedecekleri yerlerin kendilerine “İkta” edileceğini bildirir. Alparslan’ın birçok komutanı Anadolu’nun fethi için savaşırlar.
Danişmendname’de Danişmen Gazi ve arkadaşlarının fetihleri şöyle anlatılır:
” Danişmend Gazi, Battal Gazi’nin torunu Turasan ile gördükleri bir rüya üzerine 970–971 yıllarında Eyyüb b. Yunus ile Süleyman b. Numan’ı Abbasi halifesinden cihad için izin almak üzere Malatya’dan Bağdat’a gönderirler. Halife, Melik Ahmed (Danişmend Gazi) ile Turasan adına menşur yazdırır. Hazine ve hil’atlerle birlikte Battal Gazi ve Ebu Müslim’in sancağını verip kendilerini gazaya teşvik eder. Onlarda bu izin üzerine Anadolu’da Rumlarla cihada başlarlar. Çavuldur Çaka, Hasan b. Meşıyya, Eyyub b. Yunus. Süleyman b. Numan, Kara Doğan, Kara Tegin gibi beylerinde kendilerine katılmaları ile harabe haline gelmiş olan Sivas Kalesini ele geçirirler. Burayı tamir ederek bir gaza merkezi olarak kullanırlar ve civardaki şehirleri fethederler. “
İkta: İslam devletlerinde, devlete ait tarım arazisinde, işleyenlere devamlı ve sonraki nesillere geçen bir kiracı gibi tasarruf hakkı verilmesi esasına dayanan toprak sistemi. Osmanlıda “Tımar” olarak adlandırılmıştır.