Ülke, şehir, il içe fonksiyonu ile beraber form kontrolleri ve veri tipleri güncellenmesi tamamlandı.Burs evrakları ve işaretlenmesi ve bildirimleri test ediliyor...
Kelimenizi yazmaya başlayın ve aramaya başlamak için büyüteçe tıklayın.

Şücaaddin Gazi Süleyman Paşa 4

Şücaaddin Gazi Süleyman Paşa 4

Candaroğlu Beyliği’nin kurucusu Yaman Candar’ın oğludur. Süleyman Paşa 30 yıl kadar hüküm sürmüştür. Bunun büyük bir kısmını İlhanlılar’a bağlı olarak sürdürdü. Bahadır Han’ın ölümünden sonra tamamen bağımsızlığını kazandı. 

“Mesalik-ül-Ebsar”da ve “Ettarif”de Süleyman Paşa’nın kırk şehir ve kaleye, hatta daha fazlasına sahip olduğu ve yirmi beş veya otuz bin atlı askeri bulunduğu ve lüzumunda daha fazla asker çıkarabileceği anlatılır. 5

Süleyman Paşa, Temmuz 1309’da ani bir baskınla Kastamonu’yu ele geçirdi. Vali Muzafferrüddun Mahmud Bey’in sarayını kuşattı ve valiyi öldürdü. Beyliğinin batı sınırlarını genişletti. Süleyman Paşa, ordusu ile önce Gerede ve ardından da Çağa’yı almış, Candaroğlu egemenliğine katmıştır. Bu tarihlerde Bolu, Bizans Devleti sınırları içinde bulunuyordu. Süleyman Paşa, buradan Bolu’ya ilerlemiş ve almaya çalışmıştır. Fakat bunu başaramamış ve geri dönmüştür.

Bizans kaynaklarında Süleyman Paşa’dan ve Candaroğlu Beyliğinden söz edilmektedir. “Pachymeres; Bizans’a karşı yapılan mücadelelere son verecek barışın sağlanması için İzmit’in Hristiyan bir Tatar olan valisi Nogay’ın, Süleyman Paşa nezdine gönderildiği kaydı mühimdir. Bizans İmparatoru II. Andronikos’un son senelerine doğru  (1338) gerek siyasi, gerek ordu teşkilatı bakımından kuvvetli siyasi bir varlık halinde bulunan Candaroğlu Süleyman Paşa’nın, Bizans hudutlarını aşarak birçok kaleleri muhasara ettiği bilinmektedir.”  6

Bizans kaynaklarından da anlaşılacağı gibi Süleyman Paşa beyliğini batıya yani Bizans topraklarına doğru genişletmeye çalışmıştır. Bizanslılarla yaptığı savaşlar nedeniyle kendisine “Şücaüddin” ünvanı verilmiştir.

Süleyman Paşa, Bolu’yu almak için, Bolu-Gerede hududu arasında defalarca mücadele etmişse de muvaffak olamayınca Gerede-Bolu arasındaki hududun tahkimine karar vermiştir. 7 Bolu ile Gerede arasında kalan söz konusu yer Çağa’dır. Süleyman Paşa, Bolu’ya yapacağı seferler için Çağa ve civarını bir üs olarak kullanmak istemiş ve Çağa civarına Türk boylarının yerleşmesine gayret etmiştir.  

Çağa civarına özellikle Çağa Gölü’nün batısına doğru yerleşimler kurulmuştur. Süleyman Paşa, Kumandanlarından: Hamza Bey, Kara Bey, Duman Bey, Kemal Bey’lerin emrindeki halktan bir kısmını buralara yerleştirmiştir. 8 Yeni yerleşimler bu komutanların adını almıştır.

Seydi Süleyman Türbesinin içi

Çağa Gölü’nün kuzey tarafındaki dağın arkasında ve biraz kuzeybatıda ve Çağa Gölü’ne 7 kilometre mesafede, Kumandan Kemal’in maiyetinden bir müfreze iskân edilerek birisine Kemaller diğerine de Dereköy adı verilmiştir.

Kemaller ismi Dereköy’e şamildir. İkinci tepe Çağa Gölü’ne 4 kilometre mesafede ve yine kuzey tarafında Kara Bey’in maiyetindeki bir müfrezeye iskân edilerek buraya da “Karabeyler” ismi verilmiştir. Ve yine Çağa Gölü’nün kuzey kıyısında ve batı tarafında kumandan Hamza Bey’in namı diğer Baba Bey etrafından bir müfreze iskân edilerek “Hamzabey” denilmiştir. Hamzabey’in iki kilometre doğusunda yine gölün kenarında Duman Bey’in kumandası altındaki efrattan bir müfreze iskân edilmiş ve buraya da Dumanbey namı verilmiştir. Bu köye halen Sağırlar da denir.

Bu yeni teşkil edilen beş köye birden Şücaüddin Süleyman Paşa’nın Namına izafetle “Şücaüddin Divanı”  namı verildiği, eski mahkeme sicilleri ve nüfus yazımı ve tapu kayıtları ile sabittir. 9 Daha sonraki dönemlerde Şücaüddin Divanı” Dereköy, Kemaller ve Örenköy için kullanılmıştır. Bizans Devleti’ne karşı yaptığı savaşlardan dolayı Gazi Süleyman Paşa “Şücaüddin” ünvanınıda taşımıştır. Süleyman Paşa ayrıca “Padişah” ünvanını da kullanmıştır. İşte Çağa’nın Örenköy, Kemaller ve Dereköy isimlerine eskiden verilen isim olan “Şücaüddin Divanı” böyle derin bir anlam ve fetih ruhu da taşımaktadır.

Osmanlı Devleti kayıtlarında Kemaller, Dereköy ve Örenköy’lerinin üçü yerine Şücaüddin isminin kullanıldığı doğrudur. Bu yöndeki Osmanlı belgelerini ileriki sayfalarda göstereceğiz. Candaroğulları, Bolu’yu Rumların elinden almak için, Çağa ve civarına bir üs kurmuşlardır. Buradan Bolu üzerine akınlar yapmışlardır. Hamzabey Köyü’nün kurucusu Hamza Bey’le ilgili olarak anlatılan hikâye bu olayı doğrular niteliktedir. Bolu, Türkler tarafından birçok kez kuşatılır ve alınamaz. Hamza Bey, Bolu Tekfur’unun kızını kendine âşık eder ve kale kapısını bir gece tekfur kızına açtırır. Türkler içeriye bir baskın yaparlar ve kaleyi alırlar. 

Bolu, Osman Gazi’nin son zamanlarında, Konuralp ve Karamürsel tarafından alınmıştır. Candaroğlu Süleyman Paşa’nın Bolu’yu birkaç kez kuşatması ile Bolu’nun Osmanlılar tarafından alınması arasında 40 sene civarında bir süre vardır. Candaroğlu komutanlarından Hamza Bey, Bolu’yu almak için yaptığı mücadele zaman içinde Osmanlı Devleti’nin bir mensubu imiş gibi değişime uğramıştır. Hamza Bey ve diğer komutanlar Kemal Bey, Kara Bey, Duman Bey, Sağır Bey buraya Candaroğulları ile gelmiş ve hem Süleyman Paşa ile hem de Osmanlılar Konuralp ve Karamürsel ile Bolu’nun alınmasında savaşlara katılmışlardır. 

Çağa’nın Kuzeybatı kısmı Candaroğlu Şücaüddin Süleyman Paşa tarafından yerleşime açılmıştır. Buraya yerleşen ve köy kuranlar Oğuzların Kayı Boyu’ndandır. Zaten Hamzabey ve civarı köyler kendilerinin buraya gelişlerini anlatırlarken, Hamza Bey isminde bir beyin önderliğinde buraya yerleştiklerini anlatırlar. Diğer komutanlar Duman Bey, Kara Bey, Sağır Bey birer komutan olarak değil, Hamza Bey’in oğulları olarak gösterilir. 

Ali Rıza Ünla Hoca Şücaüddin Süleyman Paşa’nın ölümü ile ilgili şöyle söyler: “Şücaüddin Süleyman Paşa, Gerede-(Çağa)-Bolu hududunu tamamiyle tahkim, takviye ve iskân işlerini ikmal ettikten sonra 1340 tarihlerinde tekrar topladığı kuvvetlerle Bolu’ya baskın yapmıştır.  Pek şiddetli ve kanlı muharebe neticesinde çok ihtiyar olan Şücaüddin Süleyman Paşa şehit düşmüş ve cesedi mübareki ihtilafatılazime ile kaldırılarak Kemaller Köyü’nde ihzar edilen medfeni mahsusuna define haki gufran kılınmıştır. Etraf köylüler buna çok hürmet ederler ve Seyyid Süleyman namını verirler. Kamusu A’lamda bu sülale kendini Halid bin Velid sülalesinden olduğunu iddia ederler”. Demesine göre Şücaüddin Süleyman Paşa’ya Seyyid Süleyman-Seydi Süleyman namı verilmesi bundan ileri gelmekte olduğu anlaşılmaktadır.” 10

Şücaüddin Süleyman Paşa’nın kabrinin Kastamonu’da olduğuda iddia edilir. Kastamonu Mevlevihanesi’ndeki kabirler kaldırılmadan evvel buradaki büyük bir sandukanın üzerinde ve baş kısmında “Hadim Âl-i Mevlana Candari Süleyman Paşa” ibareli bir levha bulunmakta idi.  Çoğunluk kabrin Kastomonu’da olduğunu kabul ederler. Bir olasılık olarak; Süleyman Paşa, Osmanlı Sultanlarının da başına gelmiş olan, çifte mezar sahibi olabilir. Belki de, Bolu’da ölen Süleyman Paşa’nın naaşı bozulmasın diye iç organları Kemaller Köyü’nde defnedilmiştir. Daha sonra cenaze Kastamonu’ya nakledilmiş ve Mevlevihanedeki kabrine konmuştur. 

Çağa, Anadolu’nun Türkler tarafından fethedilmeye başladığı ilk tarihlerde, 1074 ile 1078 yılları arasında Çaka Bey tarafından Rumlardan alınmıştır. Çağa ve civarına Türkler yerleşmeye başlamışlardır. Aradan geçen 150-160 yıllık süre sonunda Çağa ve civarı Candaroğulları’nın hakimiyetine girmiştir. Çağa Gölü’nün kuzeybatısı Candaroğlu Şücaüddin Süleyman Paşa, dolayısıyla Oğuzların Kayı Boyu,  tarafından yerleşime sahne olmuştur. Oğuzların buralara geliş tarihi 1325 ile 1340 yılları arasında olmalıdır. 

Beylikler Döneminde, Beylikler sahip oldukları toprakları bir kısım bölümlere ayırmışlardı. Bunlar temel yönetim birimleri idi ve taşra teşkilatını oluşturuyorlardı. Taşra teşkilatına iki yönetici gönderiyorlardı. Bunlardan biri, hanedan mensuplarından veya askeri sınıftan güvenilir biri olan “Mirliva” idi. Diğeri ise, yargı gücünü temsil eden “Kadı” idi. Mirliva, kadının hükmü olmaksızın hiç kimseyi cezalandırmazdı. Kadı da, mirlivanın kuvvetine dayanmadan hükmünü yerine getirmezdi. Her iki görevli de doğrudan doğruya merkeze karşı sorumlu idi ve bir yerde birbirlerinin denetimini yapmakta idiler. Çağa’da bu dönemde böyle bir yapıya sahipti.  


4 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.

5 Ord. Prof. İ. Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, s.123

6 Prof. Dr. Yaşar YÜCEL, Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırma, s.62

7 Tarih Boyunca Gerede, s.69

8 A.g.e. s.69

9 Tarih Boyunca Gerede, s.70

10 Tarih Boyunca Gerede s.70-71



DİĞER
Çaka Bey (Çakan Bey – Çağa Bey Ölümü 1095) 1
Çağa ve civarının fatihi Çaka Bey’dir. Çaka Bey ve askerleri Bizanslıların elinde bulunan Çağa ve civarını fethetmişlerdir. Bu tarihten sonra Çağa Türkler tarafından iskân edilmiştir. Çaka Bey, Anadolu’nun fethinde büyük yararlılıklar göstermiş olan bir Türk Beyi’dir. Anadolu’da birçok yeri Bizanslıların elinden alarak Türkler’e yeni yerleşim alanları açmıştır. Anadolu’yu Türkleştirenlerin başında gelen bir Türk kahramanıdır. Çağa ve civarı onun zamanında ve onun tarafından Bizanslılar’dan alınmıştır. “Çağa” ismi de Çaka Bey’e izafeten konulmuştur.
EŞ-ŞEYH HAMZA EFENDİ 11
Osmanlı Devleti’nin Duraklama Dönemi’nde, Çağa’da doğmuş ve Başkent İstanbul’da tahsil görmüş önemli bir zattır Hamza Efendi. 
Şair Dertli (1772–1845) 13
Dertli, 19.yy.’ın ön sırada gelen saz şairlerindendir. 1772 yılında Çağa’nın Şahnalar Köyü’nde doğmuştur. Asıl adı İbrahim’dir. Kara Hasan Oğullarından Bayraktar Ali Ağa ile Ayşe Hanım’ın oğludur. Kaynaklarda Şair Dertli, Karahüseyin Oğulları sülalesi’ne mensup olarak gösterilir. Yaptığım araştırmalar neticesinde Şahnalar Köyü’nde “Karahüseyin Oğulları” diye bir sülale adını bulamadım. Bu dönem ile ilgili en önemli kaynak 1845 yılı Temettuat Defteri’dir. Temettuat Defteri’nde Şair Dertli’nin kaydı, bilgileri bulunmaktadır. Burada Şair Dertli “Karahasanoğlu Ali oğlu İbrahim” olarak geçmektedir. Yine Yaniçağa İlçesi Nüfus Müdürlüğü’nde yaptığım incelemede 14 Şair Dertli’nin soy kütüğü bilgileri “Karahasanoğlu” sülalesinden çıkmaktadır. Tüm bunlardan Dertli’nin sülale adının “Karahasanoğlu” olduğu açık bir şekilde görülmektedir. 
Hendekçioğlu Halil Ağa 18
Çağa tarihinin önemli şahsiyetlerinden biriside Hendekçioğlu Halil Ağa’dır. Onun Çağa tarihindeki ünü, Çağa’da doğup büyümüş olan Şair Dertli’den gelir. Dertli ile Hendekçioğlu tarihsel bir ikilemi anlatır. Dertli bir halk kahramanı, ezilen ve mazlumu temsil eder. Halil Ağa ise güçlü ve zengin, Anadolu ağalık sisteminin tipik temsilcisidir. 
Kabasakaloğlu Hafız Ahmet Efendi 22
Hendekçioğlu Halil Ağa’nın ölümü veya görevi bırakmasından sonra Çağa Müdürlüğü’ne Hafız Ahmet Efendi getirilir. Hafız Ahmet Efendi 1845 yılı Temettuat Defteri’nde Çağa Kazası’nın Yıldırım Bayezid Camisinin imamı olarak görülmektedir.  Temettuat Defteri’nde ismi Kabasakaloğlu Abdullah oğlu Hafız Ahmet olarak yazılmıştır. Temettuat kayıtlarında Yıldırım Bayezid Camisi’nden geliri yıllık 350 guruştur. Bu miktar o dönemde bir imamın yıllık gelirini göstermektedir. Hafız Ahmet’in, Yamanlar Köyü’nde Kamışoğlu Veli adında bir köylü ile ortak bir tarlası ve 5 adet büyük baş hayvanı vardır. Bugün Yeniçağa’da, Çağa’dan gelen sülaleler arasında “Kabasakal” soyadını taşıyanlar vardır. Bunlar şüphesiz Hafız Ahmet Efendi’nin torunları veya akrabalarıdır. 
Edhem Bey 25
Görüldüğü gibi Kabasakaloğlu Hafız Ahmet Efendi’nin istifa etmesi ile yerine Edhem Bey Çağa Müdürü olmuştur. Yukarıdaki tarihi yazı Edhem Bey’in Çağa Müdürlüğü görevine asaleten atanmasının yapıldığını göstermektedir. 
Hafız Hasan Efendi 26
Hafız Mustafa Efendi 28
Hafız Salih Efendi 30
Sibkat Karamanoğlu 32
Sibkat Karamanoğlu, Bolu’da doğmuştur. 1931 yılında Bolu vilayet heyeti kâtipliği yapmıştır. 1935-36 ve 37’li yıllarda onu Mengen Nahiyesinin nahiye müdür olarak görüyoruz. 1936 yılında Bolu Valisi Salih Cemal Gülen kendisine yapmış olduğu çalışmalardan dolayı bir takdirname vermiştir. 10.01.1937 tarihli Mengen Tan Gazetesi’nde de kendisinde Mengen Kamunbayı yani kaymakamı olarak bahsedilmiştir.
Yaşar Çelik 33
Yaşar ÇELİK, 1927 yılında Şahnalar Köyü’nde mütevazi bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. Annesi Nazifa Lütfiye Hanım, babası Mehmet Çelik’tir. Yaklaşık 15 yaşına kadar köyde okul olmadığından okula başlayamadı ve günlerini köyde babasına yardım ederek geçirdi. 1945 yılında kendilerinin yetiştirdikleri sebze ve meyveleri satmak başka memleketlere de bu mahsulleri ulaştırabilmek adına baba oğul beraber yaptıkları at arabasıyla nakliyeciliğe ilk adımını attı.
Ekrem Doğanay
Bolu ili Gerede ilçesinin Mircekiraz köyünde 1938 yılında doğan İhsan oğlu Ekrem DOĞANAY küçük yaşlarda köy İmam-Hatibi Cafer Hoca'dan ders almaya başladı. Marangoz ustası olan babası ve ağabeyleriyle çevre köy ve şehirlerde çalışarak bu meslekte usta oldu. 
YENKAV
Yeniçağa Gölü

Fotoğraflarla Yeniçağa

YENKAV
Yıldırım Bayezid Camisi

ESKİÇAĞA YILDIRIM BAYEZİD CAMİSİ

YENKAV
Yıldırım Bayezid Hamamı

Camii ile aynı devirde 1398’de Yıldırım Beyazıd adına yapılmış olan Çağa Hamamı, küçük fakat mimari bakımdan önemli olan bir yapıdır.

Gelişmelerden haberdar olun
Bültenimize abone olun